Sayfalar

17 Ekim 2014 Cuma

Bir yaprak daha mı?


Dedemin en çok sevdiği türkü

      Su son 3 yıldır sürekli bir yaprak dökümü yaşıyoruz. 3 yılda 4 koca yaprak ayrıldı asırlık çınarımızdan. Ama en acısı, en dokunanı bu oldu. Beni büyüten o dalyan gibi adam ince parmaklı kocaman ellerini öpe öpe doyamadığım İhtiyar delikanlı ,canım dedem annemin ve benim kahramanımız , bu salı aramızdan ayrıldı.
      5 ay öncesine kadar hala gençlere taş çıkarırdı. Köye gittiğimizde dağ taş gezer hiç yorulmazdı. geride bıraktığı 90 yılda olduğu gibi enerjik ve çevikti. Her yıl kocaman bir bostan eker, bakımını yapar ve öte beri toplardı. Ama son bostana bakmaya toplamaya gücü kalmadı ihtiyar delikanlının. 3 ay öncesinde güçten düşmeye başladı. Görünüşte sadece köyde birazcık üşütmüştü. ama işin rengi öyle değildi. Bir iki gün yattı ama gücü hala yerine gelmeyince tekrar hastane yolu göründü. Asker zamanında tutulduğu zatürre yüzünden eve tekrar gönderilmiş ve annesi tarafından hastalık görünmez kılınmıştı. Yani sadece üzeri örtülmüştü. Bu sene de zaten iyice yaşlanmış ve gücü gitgide azalmakta olan dedemin hastalığı kansere dönüşmüştü. Konduramadım. Kabullenemedim. Ama elden bir şey gelmedi. 
        1 ay evde yattı ama eski enerjik halinden eser yoktu. Sonra solunum sıkıntısı nedeniyle hastaneye yatırmışlar. Ama hiç istemedi hastaneyi hep evine gitmek istedi. Kanserin son evresi dedikleri enfeksiyon akciğerlerine yerleşmişti ve ne yazık ki hiç çıkamadı hastaneden. Ama benim afacan dedemin eli ayağı düzgün durmadı (ki nasıl dursun her yerine serumlar hortumlar takılı) elini attığı serumu, hortumu çekince doktor ve hemşireler elini ve ayaklarını da bağladı. Her gördüğümüzde elimizi sıkı sıkı tutup gidelim demeye çalıştı ama ağzındaki kocaman solunum cihazı konuşmasını engelledi. 
         Hep bir umut bekledim hep bir mucize. 
         Tek bir gün güldürdü yüzümüzü. Solunum cihazını çıkardılar ve hafta başında taburcu etmek için hazırlıklara başladılar. Ama ertesi gün tekrar solunum sıkıntısı yaşayınca o koca hortumu yine ağzına taktılar. 2 sıkıntılı ayda 4 kere kalp krizi geçirdi. ve en sonuncusuna da dayanamadı .
        Annemle hiç konduramıyorduk. Hep "Kalkacak o yataktan. Tabi eskisi gibi olmaz ama yine de başımızda bulunsun" diyorduk. Ama öyle olmadı. 
        Hala inanamıyorum, hala konduramıyorum. Yokluğuna alışılır mı, onu da bilmiyorum ama alışmak da istemiyorum. Bilmiyorum yani hala kapıdan girip "Bir tasa mı var hayırdır?" diye sormasını bekliyorum. Ona kocaman sarılıp sakallarıyla oynamak  istiyorum. Özlüyorum. Üzülüyorum. Ama hayat öyle bir şey ki acıya alışmak en fazla 1 gün sürüyor sonra acı tanıdık acı oluyor. Kocaman bir eksiklik boşluk oluyor hayatta ama yine de nefes alıp vermeye, yemek yemeye uyumaya, devam ediyoruz. Çok garip.
          Ama tek tesellimiz çoook güzel bir hayat geçirmiş olması. Evet yaşamında bir çok sıkıntı çekti ama bunlarla o kadar iyi başa çıkabilmiş ki. Bu sıkıntıların arasında da ne yemek istiyorsa onu yemiş nereye gitmek istiyorsa oraya gitmiş. Ailesiyle bol bol vakit geçirmiş.
Sadece 4 dişi vardı ama hiç protez diş takmadı ve o dört dişiyle de her şeyi ağzının tadıyla yedi. Haylaz bir çocuk, bilge bir akıl hocasıydı. Beni annemle babam işe gittiğinde dedem ve anneannem büyüttü. Dedemin elinden tutup gezdiğimi, bana masallar anlatmasını, şapkasını kafama geçirip de keh keh gülmesini çok özledim. Ama biliyorum ve de umuyorum ki Allah onun için en güzel cennet köşesini ayırdı. Uzaktan bizi izliyor, hep bizimle beraber. İnşallah böyledir. 

Allah mekanını cennet etsin dedeciğim...
Hep yanımızdasın, hissediyorum hala güç veriyorsun bize.


11 Eylül 2014 Perşembe

Kim Kyu Jong'un Albüm Dönüşü İçin Dev Proje

Geçen gün sevgili Bellalice bana bir mesaj göndermiş. Bu proje için desteğimi istemiş ve bunu sizlere de duyurmamı istemiş tabi ki de onu kırmadım ve işte spor dönüşü olsa da karın kaslarım fena halde yıpranmış olsa da şu an oturduğum yerde dahi nefes alırken zorlansam da bu yazıya zaman ayırdım.



Onun Facebook'ta katıldığı bir grup varmış oradan daha detaylı bilgi aldım ve oradaki yazıyı aynen paylaşıyorum :

Dostlar Etkinlik Açıklamasını Tüm Detaylarıyla Okuyun. Her Şey Burda Yazıyor. Ve Etkinliği Günlük Profil Ve Sayfalarınızda Paylaşın Çok Fazla İnsana ve Paraya İhtiyaç Var

Şimdi Kyu Jong eylül veya ekim gibi bir albüm yayınlayacak. Biz de hem onu destek için hem de şirketin adam gibi yapamadığı promosyonunu yapmak için bir proje yapıyoruz. Ne mi yapacağız? Sizlerde üzerinde isminizin ve ülkenizin yazdığı fotoğraflar toplayacağız. Bu fotoğraflarda en az bir insan olmalı. Ve Kyu Jong için destek mesajları yazmalısınız. Kartonlara, yere vs hayal gücünüze kalmış artık nereye yazarsanız :D Mesajlarınız ingilizce veya korece olacak. Eğer ingilizce veya korece yazamazsanız hemen bize söyleyin biz mesajınzı çeviririz ;) Sizden ve diğer dünya ülkelerinden gelen fotoğraflarla ve Kyu Jong'un bebekliğinden şu ana kadar olan fotoğraf ve videolarıyla vir video yapacağız. Video ikiye ayrılacak. Aynı anda bir tarafta Kyu Jong'un hikayesi oynarken diğer tarafta fan fotoğraflarının olduğu video oynayacak. Ve bu video büyük reklam kamyonları üzerinde bir hafta boyunca tüm seulde gezerek oynatılacak. Tüm gün sadece bizim videomuz. Şİmdi 120, 200 ve 300 inç ekranlı olmak üzere 3 çeşit kamyon var. 300 inç çok pahalı. 120 inç olan 3500 dolar yani yaklaşık yedi buçuk milyar. 200 inç olanın tanesi 5500 dolar yani onbir buçuk milyarı geçiyor. Ama biz iki tane kamyon tutmayı düşünüyoruz. Çünkü sadece biz değil bir çok ülke para gönderecek bu etkinliğe. Reklam şirketine indirim yapmasını söylediğimizde 2 tane 200 inç ekranlı kamyonu 11000 dolar yerine 10000 dolar yaparım dedi. Yani yaklaşık 23 buçuk milyar yerine 21 milyar küsur oluyor. Bu para tüm dünya TripleSleri tarafından toplanır diğer ülkeler hemen kabul ettiler sizin de gözünüz korkmasın :D Biliyorsunuz Han nehri Seulü ikiye bölüyor. Kamyonlardan biri Seulün bir tarafında diğeri diğer tarafta dolanacak tüm gün. Zaten seul avuç kadar yer olduğu için ve kamyon tüm gün bir hafta boyunca dolanacağı için üyeler dahil örmeyen kimse kalmayacak :D Zaten gangnam bölgesinde dolanacak kamyon sabah ilk yarım saat B2mnin önünde olacak ondan sonra şehri dolanmaya başlayacak :D Nu Kyu Jong için büyük bir sürpriz olacak ve mutluluktan ağlayacak. Şimdi gelelim etkinlik şartlarına ;)

1) Soracağınız soruları sayfaya mesaj atmayın etkinlik duvarına yazınki her kes görüp bilgi almış olsun

2) Göndereceğiniz fotoğrafın HD olmasına dikkat edin HD olmasa bile en az 639 × 480 piksel boyutuunda olmalı. Yoksa video dev ekranlarda oynatılacağı için fotoğrafınız video kalitesini düşürür ;)

3) Fotoğrafınızda kesinlikle bir insan olmalı bu siz de olabilirsiniz çevrenizden biri de olabilir veya yoldan geçen birinin eline de bir destek mesajı yazan karton u tutuşturup fotoğrafını çekebilirsiniz :D Binlerce fotoğrafın arasında projeyi yapan türklerin fotoğrafı kaybolursa ezikliğin dibi olur :/

4) Etkinlik tarihini 10 etlül olarak ayarlıyoruz ama bu tarih Kyu Jong'un durumuna göre kısalabilir de uzayabilir de bu yüzden hem fotoğraflarınızı hem de paracıklarınızı göndermek için acele edin ;)

5) Etkinlik süresi bir buçuk ayı geçeceği için bir kere para gönderen durumu müsaitse tekrar gönderebilir :D

6) 501 mektup toplayamadık ama 501 fotoğraf toplarsak diğer ülkeler yanında ezilmemiş oluruz ve aynı şey para için de geçerli ;) Çıkın sokağa önünüze gelenin ellerine farklı kartonlar verin çekin ;)

7) Paralarınızı bu hesaba yatıracaksınız ;)
0729-47728218-5004
Ziraat Bankası
isim: Zehra A.

Parayı atmlerden ücretsiz olarak yatırabilirsiniz. Yaş sınırı yok ;)

Bu arada grubun linki de burada:
https://www.facebook.com/events/816911968334070/?ref_dashboard_filter=upcoming

Bu da etkinlik için düzenlenmiş kaç kişinin gelebileceğini ölçen bir anket bunun da linkini paylaşayım:
http://www.surveey.com/SurveyStart.aspx?lang=1&surv=av992detasfnzit1p31i3q76ozhl12ph#.U_zCErEptCE.facebook

İşte böyle eğer destek vermek isteyen varsa bunlara bir göz atsın derim daha da detaylı bilgi istiyorsanız ona bir uğrayın eminim ki o size yardımcı olacaktır :))
http://carmentablack.blogspot.com.tr/


8 Eylül 2014 Pazartesi

MİM:Random Play

Uzuuuun bir süre önce Saydam Mürekkep tarafından mimlendim. Ama araya İzmir tatili ve daha bir çok şey girdi maalesef yayımlayamadım ama bu bir kaç gün içinde kalan mimleri de yayınlayıp yeniden sınav maratonuna başlayacağım.

Neyse hadi başlayalım.

Bu mim nasıl bir mim? şöyle bir mim
Şimdi müzik listemizi başlatıyoruz. Bu sırada da sorularımıza cevap vermeye başlıyoruz ama cevapları biz vermiyoruz şarkılar veriyor. Yani rastgele açtığımız şarkılar soruların yanıtları oluyor. Anlatamadım ben ama siz anladınız :))


Bu mim için Barış Manço listemi ortaya koyuyorum :)
Hadi buyrun;

NOT:Saydam mürekkep uyarmasa eksik bir mim olarak kalacaktı. ama artık tamam bir mim :)

 1.Biri iyi misin diye sorarsa cevabın?


Al Beni

"İyi gibiyim, sen?" derdim :)

2.Kendini nasıl tanımlarsın?


Zalim Sultan

Zalim olabilirim ama yeri geldiğinde :)
Ama onun haricinde her daim kış olsun diyen, kalın kazak, sıcak çay, karlı hava seven, kolay güvenmeyen, zor seven ama sevince ve güvenince de vazgeçmeyen, resmi olarak 18 ama duygusal olarak sadece 8 yaşında, kendi halinde sevimli(cadı) bir kızım ;)

3.Bir erkekte / kadında hoşlandığın şey nedir?


Ali Yazar Veli Bozar

Azıcık sahiplenici ama bolca güvenen ve güven veren vıcık olmamak koşuluyla romantik :)

4.Bugün nasıl hissediyorsun?

                                               Eğri Büğrü
 Ahmet Beyin Ceketi çıkmıştı aslında ama onun videosunu koyamadım sonraki parça da bu geldi.

Sıkılmış ve evde oturmaktan yorulmuş :)

5.Yaşam amacın ne?


İşte Hendek İşte Deve

KARİYER :)

6.Motton nedir?

Hapşuu!/ Nane Limon Kabuğu

Bu şarkısını da çok severim. Özellikle Japon konserini koydum bu yazıya çünkü çok keyifli bir video. Bunu sizinle paylaşmak istedim :)
Saydam mürekkep'in dediğne göre MOTTO slogan demekmiş. benim sloganım galiba gerçekten de Nane Limon Kabuğu çünkü her zaman dilimdedir bu şarkı :)

Onun haricinde de "amaaaan salla gitsin!" :)

7.Arkadaşların senin hakkında ne düşünür?

Yolla Yarim Tez Yolla

Yıllıkta E.ciğim "grubumuzun eli sopalı annesi" demişti Minik Çılgın'cığım da "Pofuduk aramızdaki en normal kişisin" dedi :)

8.Ailen senin hakkında ne düşünür?

Kol Düğmeleri

Evin en küçüğü ve şımarığı olduğumdan olsa gerek "CADI" :)

9.En çok düşündüğün şey nedir?


Aynalı Kemer

Gelecek :(

10. 2+2? 


Unutamadım

Sence? :)

11.En iyi arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?

                                     
                                                         Kezban :)
Kesinlikle böyle düşünmüyorum kesinlikleee! Tamamen raslantısal bir şey hiç bir gerçekliği yok! Aslında değiştirecektim ama zaten absürt şeylerin gelmesi muhtemel bir mim olduğundan bozmak istemedim.

Hangisinden bahsedeyim? gerçi hepsi de aynı :)
Çılgın Çatlak Muzip :) 

12.Hayat hikayen nedir?

Hal Hal

96 yılının nisan 25'inde doğdum. İlk 6 yıl Ankara'da, sonraki 6 yıl Muğla'da, şu anda da Ankara'da nefes almaya devam ediyorum. Ee tabi bu 18 yıl içinde bir çok sınava girdim, bir çok film izledim, bir çok kitap okudum, bol bol güldüm, çokca ağladım, bir çok insanla tanıştım  :)

13.Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Ben Bilirim

Ooov şu sıralar en çok dertlendiğim konu. Ama şimdilik akademik kariyer istiyorum ama durum ne getirecek bilinmez tabi :)

14.Hoşlandığın insanı görünce ne düşünürdün?

                                      
                                              Domates Biber Patlıcan! :D

Bilmem, herhalde "ne yapsam" "nasıl davransam" "merhaba desem mi?"... diye düşünürdüm :)

15.Düğününde hangi şarkı ile dans edeceksin?

Nazar Eyle :)
Dans edilecek bir şarkı değil ama olur valla çok severim zaten bu şarkıyı da :)

16.Cenazende ne çalacak? (tövbe estağfurullah tövbe tövbe)

Dönence


O_O

17.Hobin ilgi alanın nedir?

Sarı Çizmeli Mehmet Ağa 

Kitap Film Kırtasiye alışverişi :)

18.En büyük korkun nedir?

Can Bedenden Çıkmayınca

Yalan.

19.En büyük sırrın nedir?

Anlıyorsun Değil Mi?

Söylemem :)

20.Şu an ne istiyorsun?


Benden Öte Benden Ziyade

Hayırlısını :)

21.Arkadaşların hakkında ne düşünüyorsun?

Bal Böceği :)
7den 77ye ben 2 yaşındayken yayınlanan bir programdır. Abim tam bir Barış Manço hayranı olduğundan sık sık konusu geçerdi ben çocukken. Ben de tekrarlarını buldukça tüm aileyi toplarım ve beraberce izleriz bayıla bayıla.

Bkz: soru 11

İşte bir mim de böylece bittiiii :)
Çok keyif aldığım bir mimdi ve beni unutmadığı için de Saydam Mürekkep'e çoook ama çooook teşekkür ederim tekrar. :)))

7 Ağustos 2014 Perşembe

MİM:İkilem

Sevgili çingum loverK beni mimlemişti evvel zaman içinde :) Çok ama çok severek hazırladığım bir mim oldu resimler, sorular falan çok özendim :)
http://24.media.tumblr.com/tumblr_m11h8g4oIw1qmvd3zo1_500.gifBir çırpıda cevapladığım sorulara geçelim o zaman hadi bakalım ;)

1)Aşk mı bağlılık mı?
Eğer gerçek aşksa bağlılık zaten gelir bence.

2)Gurur mu teslim olmak mı?
Gurur.


3)Sarışın mı esmer mi?
Esmer diyorum :)

4)Yeşil göz mü mavi göz mü?
Yeşil göz.

5)Et mi tavuk mu?
ET. ET. ET.
Galiba ben de bir GUMİHO'yum :D

6)Karpuz mu kavun mu?
Annemin bana en çok kızdığı konulardan biri de budur aslında. Ben ikisinden de çok hoşlanmam yani şöyle olsa da yesek demem olduğunda da 1 en fazla 3 dilim alırım. 
Ama seçemem gerekirse kavun derim.

7)Altın mı gümüş mü?
Yerine göre ikisini de severim ama altın bence daha asil duruyor.
 Hele bir de mat siyah ve altın ;)


8)Beyaz mı siyah mı?
Beyaz.



9)Yağmur mu güneş mi?
Kesinlikle yağmur hatta kar :)

10)Mesajlaşmak mı aramak mı?
Yüz yüze görüşmek?

11)Bodrum mu Çeşme mi?
7 yıl Muğla'da kalmama rağmen Bodrum'a hiç gitmedim ne yazık ki. Ama geçen yaz Çeşme'ye gittim. Eğer bu yıl seçim bana kalırsa Bodrum'a gitmeyi tercih ederim çünkü merak ediyorum :))

12)Deniz mi havuz mu?
Kesinlikle DENİZ :)


İşte bu kadaaaar :)
Yarın İzmir'e gidiyorum döndüğümde kalan mimleri de yayınlayacağım özleyin beniii :))
Ha bu arada bu mimi yapmayan kaldı mı?


31 Temmuz 2014 Perşembe

MİM:Benim Çiftlerim

Taaa fi tarihinde Şemspare beni mimlemişti. Bu mim herkesde dolandı dolandı ama ben bir türlü derleyip toplayıp yayınlayamadım tıpkı diğer 4 mim gibi :)
LoverK çingumun pasladığı mime isim bile buldum :)
Neyse en hazır durumdaki buydu ben de aradan çıksın istedim.



Burada da dediğim gibi gerçekten güzel mimler dolanıyor şu sıralarda ve çingularım sağ olsunlar beni hiç unutmuyorlar. Hepsi yayınlanmayı bekliyorlar kuzu kuzu unutmadım hiçbirini severek ve sırayla hazırlıyorum :)

Neyse dönelim şu anki mime;
NOT! : Bana bu mimi paslayan Şemspare'ye de teşekkür ediyorum bu arada. Bunu yazmayı unutmuşum özür dileriiiim :(
Şemspare'nin dediğine göreee;



kurallar bunlar gerçi ben 4 tane yaptım ama hadi bakalım :)


1. çiftim:

So Ji Sub zaten karizmasıyla yıkıp geçiriyor ortalığı. Ama ne yalan söyleyeyim benim aklımda onu mime dahil etmek yoktu açıkçası. Ta ki bu ablayı görene kadar. Anlatayım hemen;
Bu mim için Yeppudaa'dan resim arıyordum. Yanlışlıkla bu ablanın sayfasına girmişim. bir baktım gerçekten karizmatik. Sonra dedim ki "Neden onu da mime almayayım?" "Ama kimle?" Aklıma da So Ji Sub geldi hemen. İkisi de maşallah karizma sahibi insanlar. Yalnız buraya kadar yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere So Yeon Kim abla hakkında çok da fazla bir şey bilmiyorum sadece "abla yakıyoooonn!" sloganıyla geldi buraya :) 

2. çiftim:

Bu mimi ilk gördüğümde aklıma ilk ikisi geldi. Bence çok da uyumlu bir çift oldular. daha sonra öğrendim ki bu ikili aslında bir dizide beraber oynamışlar.
Dİzinin adı: Shark/ Don't Look Back The Legend Of OrpheusBölüm sayısı:20

Yayın yılı:2013
Konu:Babasının bir vur-kaç kazası nedeniyle ölümüne tanık olan Han Yi Soo / Yoshimura Junichiro (Kim Nam Gil), babasının ölümüne sebep olanlardan intikam almak maksadıyla Japonya'dan Kore'ye döner. 
Çocukluk arkadaşı olan, olayın arkasındaki asıl kişinin kızı Jo Hae Woo'a (Son Ye Jin) gerçekleri öğrenme amacıyla kasten yaklaşır. 
ilk bölümünü izledim güzele benziyor ben beğendim ve muhtemelen de devam edeceğim diziye tavsiye ederim yani :)

daha sonra da bir haber yayınlanmış:




Kim Nam Gil ve Son Ye Jin'in sevgili oldukları söyleniyor.
Bugün yerel bir medya kanalı ikilinin KBS draması ''Shark''tan sonra yakınlaştığını ve 4 aydır çıktıklarını belirtti.
Ama oyuncuların ajansları bu dedikoduyu yalanladı. Son Ye Jin'in ajansı M Steam, ''Sevgili oldukları söylentisi kesinlikle yalandır. Dizi süresince iyi anlaşıp yakınlaşmaları yanlış anlaşılmış gibi duruyor.'' dedi.
Kim Nam Gil'in ajansı Star J de ''Söylentiler doğru değildir. Meslektaş olarak yakınlar ama duygusal anlamda bir şey yok'' diye belirtti

 Not: Dİzinin konusu ve bu haber Yeppudaa'dan alınmıştır.

Sonuç olarak bence olurlarmış. yani ben desteklerdim :)



3. çiftim:
Ya ben bu ikisini yeriiim :) Çok tatlı oldular ya. Lee Seung Gi bence çok sevimli. Park Min Yeong zaten benim gözümde her zman sempatik ve güzel. Bu ikisini yaptım gitti :) ama tabi Lee Seung Gi'nin başı benim gözümde başka biriyle bağlı. Zaten o da hemen yüzüğü gösterdi :)

4. çiftim:

Lee Min Jung BOF la girdi kalbime.O sevimli çıtır halleri sevdirdi kendini. Goong Yoo da Coffe Prens'de çok iyiydi bence. Hatta Yoon Eun Hye ile o kadar da yakışmamışlardı. böyle iyi sevdim bunları :)

İşte bu kadar benim çiftlerim. Güzel oldu gibi sanki değil mi? :) Alış sırama göre yayınlayacaktım ama dediğim gibi aradan çıksın istedim. Daha sırada bir sürü mim var. yakında onları da görebilirsiniz :)
Paslama işine gelince de ben bunu yapana kadar herkes yaptı eğer yapamayan varsa lütfen haber versin hatta vermesin direk yapsın bakalım görelim kimlerin gönlünde kimlar kimlar varmış :)

23 Temmuz 2014 Çarşamba

AMA!

Düne kadar aldığım mimlerin taslakların hazırlıyordum. Üzerinde çalışıyordum yazılarımın. Dedim ki bugün de girmeyeyim internete. Bu günlük de günümü kitaba ayırayım dedim. Kitap okuyamadım. Annemle dışarı çıktık. Tabi hava sıcak ben de oruçluyum. Eve gelir gelmez "Ben yatıyorum" dedim anneme. Yan komşunun haylaz çocukları hemen yatağımın dibindeki odada tepsiyi davul yapmışlar ona vuruyorlar. Tabi uyandım. Telefon çalmış Minik Çılgın aramış. Geri aradım onu. Tercihlerin açıklandığını söyledi. Bu yıl sık sık uğradığım o siteye girdim yine. Zaten bir şey beklemiyordum çünkü -yorumlarda denk geldiyseniz bilirsiniz- çok çok çok ütopik tercihler yapmıştım yani bu seneyi gözden çıkarmıştım zaten. Dediğim gibi bir beklenti içinde değildim.ama...
İşte o ama...
Sonuç: Bir yükseköğretim programına yerleşemediniz.

Biliyordum zaten diyorum tekrar tekrar. Eğer tutabilecek yerleri yazsaydım zaten yerleşirdim diyorum. Bir sürü mühendislik tutuyor diyorum hem de Ankara'da diyorum. Ama ben daha iyisini yapabilirim. O yüzden çıkardım aklımdan bir seneyi diyorum. Sonra diyorum ki biraz daha çalışsaydın istediğin yere yerleşirdin. Biraz daha çalışsaydın bu sonucu hak etmediğini düşünmezdin diyorum. ve söz bitiveriyor.
Sanki birisi akciğerlerime baskı yapıyormuş gibi rahat nefes alamıyorum. Bir sene daha diyorum kendime bir sene daha. ama. işte ama. 
Hani o yıl içinde kurduğumuz tablo gerçek oldu. Hani şu kazanamazsak?" yada "istediğimiz yer olmazsa yine de tercih yapar mıyız?" sorularının karşısında gözümüzde büyüyen o korkunç tablo. Ama biz dedik ki ya da ben dedim ki "tercih yaparım ya bir sene daha kim uğraşacak". Sonuç: gözden çıkartılmış bir sene, ütopik tercihler, okulun gurur tablosunda olmayan bir isim ve kimilerine göre lise mezunu kimilerine göre vasıfsız bir ben.
O yerleşemdinizle biten yazı içimi bu kadar acıtmamalıydı. 
Dersandedeki hocamız bir sene daha kaldığımızda neler beklediğini anlatmıştı hala kulağımda çınlıyor: Bir sene vasıfsızsınız. Bir sene boyunca tekrar aynı sınavları göreceksiniz. Bir sene boyunca otobüse metroya indirimli değil de tam kartla bineceksiniz. Çünkü siz öğrenci değilsiniz artık. Bir sene potansiyel gelin/damat adayısınız. Herkes gözünüze kazanamadı diye bakacak.....
Aklıma geliyor anlatışı o zamanlar tam bir felaket gibi geliyordu ama şimdi bu hazırlanmış klasik bir senaryo ve ben de baş rolüm.
En yakın zamanda tekrar çalışmaya başlayacağım ama bu sefer sayısaldan değil. Biyoloji istesem de laboratuvar ortamında çalışmak istesem de bir sene daha o dersleri çekemem. eşit ağırlıkdan gireceğim seneye. 
Ve inşallah artık olur. 
Olsun lütfen bu son çünkü.

14 Temmuz 2014 Pazartesi

İÇİMDEN GELDİ:TOLGA ÇANDAR

Bugün abim ve arkadaşlarıyla iftara gittik. Abim tam bir Muğla aşığı. Bunda lise ve üniversite döneminin tamamının orada geçmesinin de etkisi var tabi :) Eee tabi koyu bir Egesever -ben uydurdum şimdi ama oldu galiba :))- olduğu için Özay Gönlüm ve Tolga Çandar hayranı. İşte bugün de arabada giderken Tolga Çandar dinledik dilime dolanıverdi bu şarkılar sırayla söyleyip duruyorum mırıl mırıl. Karşı koyamadım kendime bir de burada paylaşayım dedim :)
Bir de Tolga Çandar'dan bahsetmişken aklıma da hep şu komik anısı gelir :)



Hadi buyrun :)
1)

2)


7 Temmuz 2014 Pazartesi

MİM: Nedir Ne Değildir?

Harmony çingum beni yine unutmamış ve yine bir mimde görmek istemiş :)) Sahuru beklerken, etraf sessizken, A Man From The Stars yeni bitmişken,The Master's Sun'ın ilk bölümünü yeni izlemişken, eee tabi biraz da tırsmışken, işte neyse tam da şu an bu mimin tadını çıkara çıkara yazabilirim diye düşündüm :)) Ee hadi;

Blog açma hikayen nedir? 
Harmony'nin dediği gibi her mimin demirbaş sorusu :) Cevap için hemen bir tık.

Blogunun ismi nereden geliyor?
Aslında ben blog açarken annem yanımdaydı uzuuun uzuuun düşündük isim konusunu. Sonra benim aklıma geldi. Daha iyisini bulana kadar en iyisi bu diye düşündük ama şu an seviyorum. Değiştirmeyi düşünür müyüm şimdilik hayır :) Ha bir de şu sıralarda blog ismim sanki kiloluymuşum gibi düşündürüyor diye düşünüyorum(cümleye gel). Ama öyle abartı bir kilo problemim ok yani her genç kız gibi ya da her ÖSYM öğrencisi gibi aşırı stresden dolayı biraz fazlam var ama öyle çok değil yani onu belirteyim dedim :))

Hangi mevsimi seversiniz?
Kesinlikle kış. Soğuk ve bembeyaz olmalı. Pencerenin karşısına geçip kalın kazağına ve yumuşacık battaniyene sarılıp sıcacık kahveni yudumlayacaksın. Mevsim deyince benim aklıma hep bu manzara geliyor. Ben bu düşüncemi şuna bağlıyorum. Biz bundan 7 yıl önce Muğla'da yaşıyorduk.Ee tabi akdeniz iklimi dolayısıyla kar görmek biraz zor. Kışları hep yağmurlu, hava hep turuncu... Yani orada kaldığımız 7 yıl boyunca (ki ben 6 yaşında gittim ve 7 yıl kaldık orada) kış nasıl olur bilemedim hep sonbaharda kaldı mevsim. Oranın yazıyla sorunum yok ki hala da çok özlerim Muğla'daki yazları ama dediğm gibi kış yok orada. İşte ben de Ankara'ya gelince fark ettim bunu. Kış nasıl iliklerde hissedilir öğrendim. Aradığımı buldum :) Artık ben nasıl etkilenmişsem yazının yarısını kış özlemimle dolduruverdim :))

Bu mevsim sana neyi çağrıştırıyor?
İşte o bahsettiğim pencere önünde battaniye kalın kazak sıcak kahve falan:))

Kırmızı ruj mu eyeliner mı?
İkiside değil. Eyeliner çekebilecek kadar becerikli, kırmızı ruj sürebilecek kadar da cesur değilim.

Blog yazmak sana ne kazandırdı?
"Kore" diyince "Ayyy ne kadar saçmaaaa!!!" ya da "Hint filmlerini severim" diyince "Ayyyy gerçekten iziyor musuuuun onlarııı!!!???!!" demeyen arkadaşlar. 



Kitap okumak mı bir şeyler yazmak mı?
Kitap okumak. Belki de sınav döneminde okumayı özlediğim içindir :)

Şiir mi, roman mı, hikaye mi?
İlla birini seçeyim mi? :( HEPSİ HEPSİ HEPSİ :)

En çok etkilendiğin film?
Şimdi beğendiğin veya sevdiğin değil etkilendiğin. Hmmm düşünmek lazım. Kız Kardeşimin Hikayesi olabilir ya da Dalgalara Karşı olabilir ayrım yapamadım şimdi.
 
Hangi tür kitap/film?
Tarihi, romantik, fantastik, çocuk...

Öğrenci olmak mı iş hayatı mı?
Öğrenci olmak :)

Kitap okumak mı film izlemek mi?
Kitap okumak

Klasik giyim mi spor giyim mi?
Öğrenciyiz sonuçta -ya da bu yıl vasıfsız:'(- bir de kasik giyim yaşıma göre biraz ağır kaçar sanki onun için spor giyim

Almaktan asla vazgeçmeyeceğin şey?
KİTAP KİTAP KİTAP KALEM DEFTER 

En sevdiğin yemek?
Ne olursa yerim :))

En sevdiğin dizi?
Karar veremem ki. Ben sıralayayım siz seçin:
Elveda Rumeli
Secret Garden
My Gİrl Friend İs A Gumiho
Heirs
A Man From The Stars 
...

Özel yeteneğin olsa bunun ne olmasını isterdin?
Aklıma ışınlanmaktan başka bir şey gelmiyor hele de trafikten bu kadar ağladığımız bu günlerde.

http://24.media.tumblr.com/tumblr_loerhbK5FT1ql7dmyo1_500.gifHasta olmanın en kötü yanı nedir?
İştahımın kaçaması :( oburum sanki biraz ;)

Alınacak listen var mı?
Kitap listem var ama sayılır mı?
Hanımın çiftliği(1.2.3. kitaplar)

Milena'ya Mektuplar

Saraydan Sürgüne
mihmandar 
Katre-i Matem
Şah Sultan
...

İlk aldığın makyaj malzemesi?
İlk öyle çok makyaj malzemesi almam ama yıllık çekimleirm için dersaneden çok sevdiğim arkadaşım beni watsons a götürmüştü (canım benim şuraya gidelim mi dediğimde hemen koşar gelir ne olursa olsun. İ. teşekkür ederim bir tanem :*) İlk diyebileceğim onlardı galiba; rimel (Dramatic Look Mascara 5x Volumeve ruj (Watsons Magic Lip Balm ruj gibi de değil asında sürünce seffaf ama 5-6 saniye sonra rengi beliriyor İ. bana dudağın rengini aldığını söyledi bilemiyorum ararken bir yazıya geldim ayrıntı için buyrun) almıştım. 

İşte bu kadaaaar :)) Beni hiç bir mimde unutmayan çingum Harmony'ye teşekkür ediyorum tekrar ve artık yavaştan bitiriyorum şimdi de sıra mimi paslamakta:
yapmamışsınız gibi geldi ama bilemedim ben size atayım da mimi gerisi sizin :)) hadi ben kaçtım o zaman :))